350.000 Yıl Önceki Gizemli İzler, Antik İnsanların Ayak İzi Olarak Gün Yüzüne Çıktı
350.000 yıl önce volkanik akıntının üzerine bırakılan ayak izleri, ya da bilinen ismiyle “Şeytan İzleri” kimlere ait? Yapılan araştırmaların sonuçları belli oldu.
Güney İtalya’nın Roccamonfina yanardağının yaklaşık 350.000 yıl önceki patlaması, bölgeyi şekillendiren ve geçmişi günümüze taşıyan ilginç bir keşfe yol açtı. Volkanik patlama sonrası bölgeyi saran piroklastik akıntı, zamanla soğuyarak yumuşak bir yüzey halini aldı. Bu yüzeyde, eski zamanlardan kalan gizemli ayak izleri keşfedildi. Bilim insanları, bu izlerin antik bir insan grubuna ait olduğuna inanıyor ve izlerin oluşturulma zamanına dair yeni bulgular ortaya çıkardı.
Araştırma ekibi, izlerin farklı vücut ağırlıkları ve boyutlarına sahip dört farklı birey tarafından bırakıldığını belirledi. Ancak bu bulguların tam doğruluğuna ulaşabilmek için eski formüllerin yeniden düzenlenmesi gerekti. Çünkü daha önceki yöntemler, bu tür volkanik zeminlerdeki izleri tam anlamıyla çözümleyebilmek için yeterli değildi. Ekip, en uygun denklemleri kullanarak izlerin sahiplerinin boy ve ağırlık tahminlerini yaptı. Bu tahminlere göre, izleri bırakan bireylerin 55,5 ile 64,6 kilogram arasında değişen ağırlıklara sahip olduğu, boylarının ise 152,9 ile 176,7 santimetre arasında olduğu belirlendi.
Yapılan bu tespitler, Homo heidelbergensis adlı eski insan türüyle örtüşüyor. Neandertallerin ve modern insanların atası olan bu türün, patlama sırasında Avrupa’da yaşamış olabileceği düşünülüyor. Homo heidelbergensis’in boylarının bu aralıkta olduğu tahmin edilse de, yapılan kemik analizleri bazı bireylerin daha uzun boylu olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, izlerin iki kadın ya da çocuk ve en az bir yetişkin erkekten oluşan bir grup tarafından bırakıldığını öne sürse de, kesin bir sonuca varmak için daha fazla veri gerektiğini vurguluyorlar.
Bu tarihi keşif, hem arkeologlar hem de tarihçiler için oldukça önemli bir adım. Eski insan türlerinin yaşamına dair yeni bilgiler sağlayan bu araştırma, insan evrimi hakkında daha fazla ışık tutuyor ve geçmişi anlamamıza yardımcı oluyor.