CHP’li Tanrıkulu’ndan Gezi Parkı Soruşturması ve Ayşe Barım Gözaltısına Sert Tepki

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından menajer Ayşe Barım hakkında Gezi Parkı eylemleriyle ilgili başlatılan soruşturma ve gözaltı kararına ilişkin sosyal medya hesabından dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Başsavcılığın Açıklamasına Tepki

Sezgin Tanrıkulu, Ayşe Barım’ın gözaltına alınmasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı açıklamayı eleştirerek, bu durumun hukuki açıdan vahim bir tablo oluşturduğunu söyledi. Başsavcılığın, yüzlerce kişi hakkında gözaltı kararı verirken açıklama yapma gereği duymadığını vurgulayan Tanrıkulu, Ayşe Barım özelinde yapılan bu açıklamanın dikkate değer olduğunu ifade etti.

Tanrıkulu, gözaltı kararının gerekçesi olarak gösterilen Gezi olaylarıyla ilgili iddiaların, geçmişte açılmış olan davalardaki ifadelerle örtüştüğünü ve bu durumun yeni bir “cadı avı” başlatıldığının göstergesi olabileceğini belirtti.

Telefon Görüşmeleri ve Geçmişe Dönük İncelemeler

Tanrıkulu, açıklamasında, Ayşe Barım’ın telefon görüşmelerinin Gezi olaylarıyla ilişkilendirilmesine tepki gösterdi. 12 yıl önce gerçekleşen bir sivil itiraza yönelik bu tür soruşturmaların, ifade özgürlüğü ve toplantı hakkına aykırı olduğunu dile getirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin Gezi olaylarıyla ilgili verdiği kararlara dikkat çeken Tanrıkulu, bu tür yargı süreçlerinde bu kararlara uyulmadığını ifade etti.

Yeni Bir Cadı Avı Mı?

Ayşe Barım’ın gözaltına alınmasının, sadece siyasiler değil, sivil toplum temsilcileri, aktivistler ve sıradan yurttaşlar için de yeni bir süreç başlatılabileceğine işaret ettiğini belirten Tanrıkulu, bu durumun hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu söyledi.

Gezi Davalarına Gönderme

Sezgin Tanrıkulu, Gezi olayları nedeniyle bugüne kadar pek çok kişiye soruşturma açıldığını, davaların görüldüğünü ve beraat kararlarının çıktığını hatırlattı. Çarşı Grubu’na açılan davanın bu süreçte somut bir örnek olduğunu belirten Tanrıkulu, geçmişte alınan kararların ve uluslararası mahkemelerin değerlendirmelerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.